Ne İçin Yanmalı?

Ne İçin Yanmalı?
Ne İçin Yanmalı?
Bazen gerçekten durup düşünürsün...
Ve bir an gelir,
Ne için yanacağını bilemezsin.
Giden yıllar mı daha çok yakar içini,
Yoksa onca yılın içinde boşa harcanan zaman mı?
Kendine kızarsın.
Çünkü elinden bir şey gelmemiştir.
Çünkü sustuğun yer, haykırman gereken yermiş meğer.
Çünkü güvendiğin omuz, en çok canını yakan olmuş.
Geçmişe dönüp baktığında,
En güzel yaşlarını avuçlarından kayan su gibi hatırlarsın.
Gençliğin...
En deli, en cesur olman gereken zamanlar —
Belki sessiz geçmiştir,
Belki hep başkaları için yaşamışsındır.
Şimdi ise bir yol ayrımında gibi durursun.
Ne geçmiş seni bırakır,
Ne de gelecek seni çağırır.
Ortada bir boşluk…
Elinden bir şey gelmeden sadece bakarsın.
Ve işte o zaman,
Yanmak istersin.
Ama neye?
Zamana mı?
İçini kemiren “keşke”lere mi?
Yoksa en çok kendine mi?
Aslında en çok kendine yanarsın.
Çünkü hayat geçmiştir.
Ve sen, çoğu zaman seyirci kalmışsındır.