L o a d i n g


Alıp Götüren Yıllar Değil, Yaşanamayan Hayatlar Yorar İnsanı

Zaman değildi aslında bizi yoran…Yıllar geçmedi, biz geçtik yıllardan.Yaş almaktan çok, yaşayamamaktan yorulduk.Birileri yönlendirdi hep. Kendi çıkarları için, kendi doğrularını bize doğruymuş gibi sundular.Biz de sustuk çoğu zaman.Bilmeden yürüdük yollarına…“Belki sonunda iyi olur” diye kandırdık kendimizi. Ama olmadı.Hayat akıp gittikçe bir şeyler yerine oturdu belki…Ama fark ettik ki, olan sadece geç kalmışlıkmış.Geç kalınmış bir çocukluk, yaşanamamış gençlik, içimizde sessizce gömülmüş hevesler… Zamanla başka birine dönüştük.Ne zaman oldu, nasıl oldu anlamadan…Geriye dönüp baktığımızda ise; içimizde ne umut kalmış, ne heves, ne de “bir daha denerim” cesareti… Küçük pişmanlıklar sandık hep.Ama onlar birikmiş, koca bir yük olmuş sırtımızda.Kimi “keşke daha çok sevseydim” demiş,Kimi “keşke susmasaydım”…Herkesin bir pişmanlığı var bu hayatta.Ama kimse ses etmiyor. Ve en garip olan şu:Bu kadar pişmanlığı biriktirip, hâlâ aynı sessizlikte yaşamaya devam ediyoruz. Belki artık ne eski biz varız, ne de umut dolu yarınlar…Ama en azından biliyoruz:Yaşamak, yaş almakla olmuyormuş.İnsan asıl, yaşayamadıklarıyla büyüyormuş.